6 Eylül 2010 Pazartesi
SENİ NASIL ÖZLEDİĞİMİ BİLSEN...
evet nasıl özlediğimi çektiğim acıyı bir bilsen kafana sıkardın diye düşündüm hep kimbilir ki ne yapacağını bana o kadar saçmalık yaptın bir kere olsun gözünde beni sevmediğini görmedim... o yüzden hep neden dedim...
31 Ağustos 2010 Salı
BİTTİ İŞTE....
bitti işte bok mu oldu??? yıllar sonra yine kendimleyim hayatımın en fazla boş kalma dönemi sanırım... vazgeçtim sonunda ondan.. içimden söke söke kanata kanata çıkardım... benzetme değil ha!!! resmen sökülme acısını duydum...bitti işte... hiç düşünmezdim.. bu koca salak aptal yaşamda beni bir başına bırakacağını... ama sanırım ciddi bir ruh hastasını sevdim.. kimse neden diye sormasın.. bilmiyorum çünkü... herkesin hayatı yerli yerindeyken benimki darmadağın oldu... oh misss...
13 Ağustos 2010 Cuma
SON YAZDIĞIMIN ÜZERİNDEN 11 GÜN GEÇMİŞ AMA BENDEN HİÇBİR ŞEY GEÇMEMİŞ
En son acıdan geberiyordum. hoş ki şu anda da geberiyorum.. bıktım abi.. blogları okuyup ilişkilerin durumuna bakınca iyice geberiyorum... kimsenin hayatında elle tutulacak bir şey kalmamış, kalsa zaten neden blog yazsın değil mi??? ne olacak.. sıçtık..geçen gün eski sevgilime yazdığım bir mektubu buldum...ikinci paragrafta pardon üçüncü aynen şöyle yazıyor: " Bazen herşeyden çok sıkılıyorum.. Hatta her zaman..hemen telefona yapışma...Senden bile sıkılıyorum...kendimden de...senin bana istediğim şeyleri veremediğini, veremeyeceğini düşünüyorum..Ama manevi olarak sanırım senin verdiklerinin yrısını bile veremez...bu seninle ilgili değil... Benden kaynaklanıyor...benim bütün ilişkilerimde böyle oldu...senin farkın da sende böyle şeyleri düşünmeye geç başladım..eğer benim bu kaygılarımı bir kenara bırakırsak seni çok seviyorum..."
-noldu canım ona yazarken iyiydi!!! şimdi kendi kazdığın kuyuya mı düşmek olur kendi silahınla mı vurulmak olur bu cümleler sana ediilecek neredeyse...eee alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste demişler... ah falan etmedi ama yaptığım şeyin başı gelmesi ağzıma sıçtı bitirdi beni..
bu adamdan sonra bana birşey oldu, herifler hep ikinci plandayken hoop hayatımın merkezine geçti, en salağı bile... kıskanç değildim manyak gibi kıskanç bir hatun oldum... sürekli sevgiliyle olmaktan sıkılırdım... mümkünse işe bile gitmemeyi istemeye başladım.. bu adam benim neremi bozdu ki böyle biri oldum hiç bilemiyorum...
-noldu canım ona yazarken iyiydi!!! şimdi kendi kazdığın kuyuya mı düşmek olur kendi silahınla mı vurulmak olur bu cümleler sana ediilecek neredeyse...eee alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste demişler... ah falan etmedi ama yaptığım şeyin başı gelmesi ağzıma sıçtı bitirdi beni..
bu adamdan sonra bana birşey oldu, herifler hep ikinci plandayken hoop hayatımın merkezine geçti, en salağı bile... kıskanç değildim manyak gibi kıskanç bir hatun oldum... sürekli sevgiliyle olmaktan sıkılırdım... mümkünse işe bile gitmemeyi istemeye başladım.. bu adam benim neremi bozdu ki böyle biri oldum hiç bilemiyorum...
2 Ağustos 2010 Pazartesi
senaryosu bozuk hayal...
hiç şöyle bir hayaliniz oldu mu??? olmuştur sanırım çok klasik seni mahveden adamla üç yıl sonra falan, bu süre de uzun geliyor değiştirme ihtiyacı duyuyorsun ama olaayların gelişmesi için en az bu kadar süreye ihtiyaç var, işte üç yıl sonra bir alışveriş merkezinde bir yaşındaki bebeğinizi arabadan indirip kucağınıza alıyorsunuz tam o sırada bebek birilerine amca deyip sırıtıyor o da ne onca yıl içine gömmeye çalıştığın adam karşında... el sıkışıyorsunuz sadece merhaba kaç yaşında falan diye soruyor sonra sana benziyor diyor ardından tam annelik yakışmış dedikten sonra sizin birşey demenize kalmadan arkanızdan yakışıklı uzun boylu bir adam "AŞKIM" diye seslenerek gelip yanağınıza bir öpücük de kondurup "güzel karım için güzel birşey bulabildim" diyor.. çatlasın öbür adam!!! neyse sizin yakışıklı bir anda öbür adamla tanıştığınızı farkedip elini uzatıyor tanışıyorlar.. siz de adamın adını söyleyip "eski bir arkadaş" diyorsunuz... öbürü yani kötü olan adamın suratında büyük bir pişmanlık... içiniz burkuluyor haline... sonra sizin yakışıklı öbürüne "evli misin" diye soruyor?? o da "hayır" diyo henüz sizin kadar aptalını bulamamış çünkü...yakışklı sanki herşeyi anlamış gibi "bence geç kalmadan evlenmelisin dünyanın en güzel şeyi, tabi benimki gibi bir karın olduğunda.." olduğunda diye lafı koyuyor..buraya kadar herşey tamam ama arkanızı dönüp öbürünü orada bıraktığınızda ve mutlu yaşamınıza devam edeceğinizde çünkü kim olsa aynını yapar... birden senaryoyu değiştirme ihtiyacı duyuyorsunuz hatta bir hızla değiştiriyorsunnuz... ilk soru cümlesinin soruluş gereksinimi de burda başlıyor...Aslında o yakışıklı ablanızın ya da bir arkadaşınızın kocası çocuk da onların bir an elinize gelivermiş işte.. arkadaşınızın kocası durumu bildiğinden adamı tanıyınca pisliğine öyle davranmış hatta arkanızı döndüğünüzde " oh gebersin" falan diyor...bu değişiklikte tatmin etmiyor adam orda resmen evli olduğunuzu söylemiş, en sonunda evlilkle ilgili kısımları çıkarıyoruz çocuk da yok ortada sadece sevgili izlenimi. sonuç hayal mayal kalmadı elde...
Ben ve sıfır umudum erken uyandık bu sefer...
ben nasıl bir insana çattım tüm bu olan nedir???sadece ağlıyorum... geçsin bu acı noluuuur...kendimi de kaybettim herşeyi kaybettim artık...
1 Ağustos 2010 Pazar
ne olursa olsun yaşamaya mecbursun!!!
şarkının sözleri aklıma gelince asabım bozuldu iyice niye mecburum biri söylesn bana yaşamdan zırnık kadar tat almıyorum nedenmiş mecburmuşum intihar etmek kötü birşey ki. ben adını beğenediğim için yapmıyom o başka mesele ama... boşver kendini öldürmeyi de neden mecburum yaşamaya??? buyur bunu da bulamadım..
tertemiz bembeyaz bir ev bile bulamıyorum
evet yok... aradım taradım yok.... zaten sahip olduğum üç hayvandan da henüz bir kurtulma yolu bulabilmiş değilim... çünkü onları da hastalıklı bir biçimde seviyorum.. ne yapayım hastayım ben... annemlere götürsem araba yok. bahçeli evlerse berbat...henüz birşey bulamadım yani...gelip bana bakacak ve sesini çıkarmayacak yaşlı bir teyzem de yok.... anneme mi noldu o tam bir facia bakmasın daha iyi...ben sakin bir teyze istiyorum
dırdır etmeyeck yemek yapacak gelip üstümü örtecek.. o da yokk....yoruldum ama..bi kadın tutsam çok mu pahalıya patlar ki...bu kadın fikrini sevmedim...söz konusu kadın sevdiğim biri olmalı canın annesi belki ama o da çok sinirli....zaten bu şehirde de değil... kendime bakıcak kimseyi de bulamadım... tüm hayatlarını sap olarak geçirmiş arkadaşlarım nedense benim hayatım patlayınca sevgili sahibi oldular...ilan mı versem kadın için??bilemedim...
dırdır etmeyeck yemek yapacak gelip üstümü örtecek.. o da yokk....yoruldum ama..bi kadın tutsam çok mu pahalıya patlar ki...bu kadın fikrini sevmedim...söz konusu kadın sevdiğim biri olmalı canın annesi belki ama o da çok sinirli....zaten bu şehirde de değil... kendime bakıcak kimseyi de bulamadım... tüm hayatlarını sap olarak geçirmiş arkadaşlarım nedense benim hayatım patlayınca sevgili sahibi oldular...ilan mı versem kadın için??bilemedim...
bir türlü geçmiyor...
suratımın bakılacak yanı kalmadı ağlamaktan dünden beri bişe yemiyorum bana o dedi ama kal yanımda gitme diyeee neden yaaaa neden dayanamıyorum artık inanmayan biri olarak sürekli dua ediyorum allahım bu acıyı içimden al diye olmuyor bir türlü... ölüyorum yaaa neden kimse birşey yapmıyor...
saat 16.52
her şey hala çk kötü... arkadaşla içilen kahve temiz hava ve zoraki yapılan sohbetten sonra hala kötü herşey...yok mu bunun bir yolu....içimden bu acıyı almanın yok mu yolu... gitmesine izin vermek mi gerekir.. geçmez mi izin vermeden... verince geçer mi ki. ne yapmalı... yaşam olan başka bir gezegen halen nasıl olmaz bazı duyguların tanımlanmadığı hissedilmediği bir yer yok mudur??? zaman nasıl geçer neden bu kadar yavaş geçer??tüm herşeyin olmamış olmasını istemek??? olmaz mı? nolurdu olsa???halen zaman makinesini bile yapamadılar...
Ben ve sıfır umudum uyandık...
Evet uyandık herşey hala çok kötü... aklınıza koyduğunuz hiçbir düşüncenin size yetmediği zaman oldu mu?? olmuştur elbette... bana ilk defa oluyor...bir arkadaşım çok isyan edip ağladığım için "iç organlarını çürüt daha iyi" dedi.. öyle yapıyorum şimdi.. ikinci gün bu sanırım...ama iyi görünme maskesine ihtiyacım var.. nerede satılır ki o??güçsüzlüğün ve zayıflığın en yoğun halini yaşarken günlük işleri yapmak çalışmak çok zor geliyor zaten nefes almak çok zor....
Nereden Başlasam???
Evet nereden başlasam ki... nasıl acı içinde olduğumdan mı bu acı içinde olma durumundan nefret ettiğimden mi??? bir insan neden acır ki bu kadar... neden bir başka insanı sever. sevdiği o değil de nedir ki??? aslında kendini sever saçmalığı mı yoksa gerçeği mi?? peki biter mi insan bitmesini ister mi?? insan içindeki duyguyu nasıl tanımlayamaz yani beynindekini, neler olup bittiğini nasıl anlatamaz??? darmadağınık bir hayat saçılmış bir beyin yok olmuş inançla sufur istekle insan yaşamaya devam edebilir mi?? nefes alamazken iyi olduğunu söyleyebilir mi??? bugün sıfır umutla yatmaya gidiyorum artık???
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)